Türk Atçılığında Cumhuriyet Coskuşu
Türk atçılığının en önemli yarışı kuşkusuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk adına düzenlenen ve sadece 3 yaşlı İngiliz atlarının katılabildiği Gazi Koşusu’dur. Arap atlarının en önemli koşusu ise Cumhuriyet Koşusudur.

Cumhuriyetimizin 101. Yılında, 86. Cumhurbaşkanlığı ve 44. Cumhuriyet Koşuları Gerçekleştirildi.
Türk atçılığının en önemli yarışı kuşkusuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk adına düzenlenen ve sadece 3 yaşlı İngiliz atlarının katılabildiği Gazi Koşusu’dur. Arap atlarının en önemli koşusu ise Cumhuriyet Koşusudur. Atatürk adına düzenlenen Gazi Koşusunu bu sene rekor izleyiciyle ve coşkuyla izlemiştik, sezonun son Grup 1 yarışında ise Cumhuriyet Koşusu’nu Cumhuriyetimizin 101. Yılı kutlamaları eşliğinde gerçekleştirdik.
Türk atçılığı son dönemde sürekli bir değişim ve gelişim içerisinde. Uzun yıllardır Tarım Bakanlığı onayı olmadan değişiklikler yapamayan Türkiye Jokey Kulübü (TJK), Türkiye Varlık Fonu (TVF) ile yapılan yeni anlaşmayla artık daha özgür ve hızlı hareket kabiliyetine sahip. Bunun ilk örneklerinden bir tanesi geçen sene değiştirilen yarış programı olmuştu. Birçok koşuda statü değişikliği yapılırken özellikle bazı grup koşularının statülerinin aşağı çekilmesi, radikal bir değişiklik olarak öne çıktı.
İyi Ata İyi İkramiye
2023 yılında yarış programında 215 Grup koşusu varken, 2024 yılında bu sayı 145’e düşürüldü. “İyi Ata İyi İkramiye” prensibi ile grup koşularıyla normal koşu aralarındaki ikramiye farkında, grup koşular lehine bir artış oldu. Böylece, ikramiye odaklı olarak sürekli farklı statüde koşan grup atlarının sadece grup koşulardan alacağı ikramiyelerin yeterli olması ve iyi atların daha az ve öz koşmaya yönlendirilmesi amaçlanmaktaydı, öyle de oldu. Önceki yılların aksine bu sene birçok safkanın önemli sayılabilecek koşuları bile pas geçtiklerini gözlemledik.
Ankara’da muhteşem cumartesi… pic.twitter.com/RQf3B1kfu3
— BOSPHORSE (@bosphorse) November 2, 2024
İleri seviyedeki atçılık ülkeleriyle kıyaslanmayacak derecede çok sayıda Arap atı yarışlarına ev sahipliği yapan Türk atçılığında, her sene ibre İngiliz atçılığı yönünde artış gösteriyor. Grup yarışlarına ait rakamları vermeden önce Arap atçılığı için kısaca fikrimi belirtmek isterim. Ben bir Arap atçılığı savunucusu olarak bile son yıllarda süregelen pedigri tartışmaları sebebiyle Arap atçılığına mesafeli bakmaya başladım. Kademeli olarak azaltılması konusunda 5 yıl önce yüksek sesle itiraz ediyordum ama artık sessiz kalmayı tercih ediyorum çünkü at yarışlarında her şeyin açık ve kafalarda en ufak bir soru işaretinin bile olmaması lazım. Şimdi biraz rakamlarla Türk atçılığına göz atalım.
Aralıksız olarak yılın her günü devam eden Türk yarışçılığında hemen her gün en az 2 farklı şehirde yarışlar düzenlenmekte olup bazı dönemlerde bu sayı 3’e de çıkıyor. Pandemi sürecinden önce yaklaşık 6000 olan yıl boyunca koşan at sayısı, 2021 sonrası 7000’e yakın seyrediyor. Yaklaşık olarak 4000 İngiliz, 3000 Arap atı 10 farklı hipodromda faal olarak yarışlara iştirak ediyorlar. Koşuların yaklaşık %55’i İngiliz atlarına, %45’i ise Arap atlarına ayrılmış durumda. Sene boyunca 36 Grup 1 yarış düzenlenirken bunların 23’ü İngiliz, 13’ü ise Arap atlarına dağıtılmış durumda. 37 adet Grup 2 yarışta da durum 25’e 12, 72 adet Grup 3 yarışta ise 44’e 28 olarak İngiliz atlarının lehine.
Grup 1 yarışlar, mart ayında İzmir Şirinyer Hipodromu’nda düzenlenen Ege Derbisi ile başlayıp, Ankara 75. Yıl Hipodromu’nda koşulan Cumhuriyet Koşusuyla bitiyor. Bu sene 2 Kasım’da koşulan Cumhuriyet Koşusu aynı gün koşulan Cumhurbaşkanlığı Koşusu’yla birlikte, birçok başarılı safkan için sezonun son koşu günüydü. Bundan sonra G2 ve G3 yarışları farklı şehirlerde izlemeye devam edeceğiz. Ekim ayı, içerisindeki 8 Grup 1 koşu ile en fazla Grup 1 koşuya sahip ay. Haziran ayının son pazarı düzenlenen Gazi Koşusu’nun da olduğu gün senenin en önemli günü olarak kabul edilirken, Eylül ayının ilk hafta sonu da İstanbul Yarış Festivali kapsamında Türkiye’nin en iyi atlarını ağırlıyor. Önceki yıllarda yurtdışından birçok önemli safkanı da ağırlayan festival, ikramiyelerin artmasıyla önümüzdeki senelerde eski havasına kavuşacak görüntüsü verdi.
Festival kapsamında İngiliz atları için düzenlenen G2 Anadolu, G3 Topkapı, Boğaziçi ve İstanbul koşuları ile Arap atları için düzenlenen Listed IFAHR ve G3 Malazgirt koşuları uluslararası statüde koşuluyor. Bu sene UAE President Cup Series kapsamında koşulan Malazgirt Koşusu yurtdışında çok ilgi gördü. Sadece gelen atlar için değil, yurtdışından gelen sponsorlar ve izleyicilerin de marka değerine katkı sağladığı net bir şekilde ifade edilebilir.
Türk atçılığına genel bir giriş yaparak, yabancı dostlarımızı da bilgilendirmiş olmak istedim zira yakın zamanda Türk at yarışlarına yurtdışından da bahis kabulü başlayacak. Atçılığımıza ilgi ve sponsorluk talepleri de doğal olarak artacak. Tek İngilizce kaynak olarak biz de durumun farkındayız ve bunun için çalışmalarımıza şimdiden başladık. Önümüzdeki süreçte Türk atçılığının sürekli gelişim içerisinde olacağından şüphemiz yok.
DENİZ EFE EFSANE OLMA YOLUNDA
Sondan başlayacak olursak Cumhuriyet Koşusu’nu geçen sene olduğu gibi bu sene de Deniz Efe (Altaha-Ahubere/Caş) jokeyi Ahmet Çelik ile kazandı. 2 Kasım Cumartesi günü Ankara 75. Yıl Hipodromu 1600m çim pistinde düzenlenen koşunun bitiriş derecesi 1.45:17 olurken, koşuyu son metrelerdeki etkili ataklarıyla Soyluşah (Uçanbey-İkbalim/Yaşarcık) ikinci olarak tamamladı. Tomar (Turbo-Beyaz Altın/Caş) ise yine etkili bir sprint yapsa da önündeki rakiplerini geçemeyerek üçüncü olabildi.
Üç yıllık kariyeri boyunca 28 kez start alan safkanın ilgilileri, atlarını kendi mesafesinde koşturarak sağlığını korumaya gayret ettiklerini belirtiyorlar. Bu sene katıldığı 9 koşunun 7’sini kazanan Deniz Efe 1 koşuda start çıkışı jokeyini düşürüp derecesiz kalırken, kazanamadığı diğer koşuda ise vermiş olduğu ara sonrası nefes yönünden etkilenerek ikinci oldu. Arap atları için çok büyük önem taşıyan bu koşuyu art arda ikinci kez kazanma başarısı gösteren safkan, son yıllarda Türkiye’deki Arap atçılığındaki en önemli safkanlardan biri olduğunu da ispat etmiş oldu. Rakiplerini bezdiren sert temposunun yanı sıra, son düzlükte de temposunu korumasıyla bilinen safkanın kariyerinde 19 birincilik bulunuyor.
Bu sayımıza dahil bir diğer G1 yarış olan Kanuni Sultan Süleyman Koşusu İstanbul Veliefendi Hipodromu 1500m sentetik pistinde koşuldu. Yine aynı rakibi Soyluşah önünde koşuyu Ahmet Çelik idaresinde kazanan Deniz Efe için bitiriş derecesi 1.38:87 oldu. Beş yaşındaki safkan böylece, bu sene 2000m sentetik pistte kazandığı 1 koşu hariç diğer tüm koşularını 1400-1600 metrelik mesafelerde koşarak örnek bir kariyer örneği de göstermiş oldu. Safkanın ilgilileri ve jokeyinin ortak görüşü ise, Deniz Efe’nin uzun yıllardır düzenli koşmasının en büyük sebebi; özenle seçilmiş yarış programı. Buna ek olarak safkanın en etkili olduğu pist ve mesafedeki Malazgirt Koşusu’nu sıkışık takvim sebebiyle pas geçmesini gösterebiliriz.
DRAGON FLAME EZBER BOZDU
Türk atçıları, genel itibariyle rutinine bağlı, değişime temkinli yaklaşan, geleneksel bir yapıya sahip kişilerden oluşuyor. Sahaya gelen safkanların orijini ya da görünüşünden bağımsız olarak birlikte ve aynı program eşliğinde yarış hayatlarını sürdürmeleri, farklı gereksinimlere sahip safkanlar için birçok probleme sebep oluyor. Bu tecrübeler eşliğinde, kendini geliştirmek için risk almaktan korkmayan, sürekli gelişime açık insanların çıkması da doğaldır. Genel bir fotoğraf çektikten sonra gelelim ezber bozan bir ata ve ilgililerine…
Çim pist menşeli bir safkan olmasına rağmen, yarış hayatına 25 Temmuz’da 1200m kum pistte ikinci olarak başlıyor. Yine 1200m kum pistte koşup bu sefer kazanıyor ve çok az rastlanır bir şekilde sezonu kapatıyor. Üç yaşlılığına 13 Şubat’ta 1200m sentetik pistte kazanarak başlayan safkan ardından 1400m kum pistte KV8 bir koşuyu favorinin 11 boy önünde kazanıyor ve Dragon Flame (Torok-Happy Valentine/Thewayyouare) artık dikkat çekmeye başlıyor.
Gazi Koşusu’na sadece 2 buçuk ay kalmışken, ilk kez çim piste, KV18 Orhan Meker Koşusu’nda favori olarak çıkıyor ve jokeyi Ayhan Kurşun idaresinde 1400m çim pistte 1.21:70 yaparak kazanıyor. Safkan bundan sonraki tüm koşularına jokey Akın Sözen idaresinde katılmıştı ama bunun sebebini de kısaca açıklamak gerekiyor. Aynı gün Ayhan Kurşun, Blue Sunset isimli safkanla 1.21:30 yaparak kazanıyor ve 1 ay sonra iki safkanın da kaydolduğu G1 Erkek Tay Deneme Koşusunda Blue Sunset’i tercih ediyor. Tarih yazma şansını da Akın Sözen’e armağan etmiş oluyordu.
Erkek Tay Deneme, 19 Mayıs 2024 Pazar günü Veliefendi Hipodromu’nda koşuldu. Farklı yarışlardan gelen safkanları buluşturan koşuda Dragon Flame beşinci at olarak gösterildi ama koşuyu son 10 metreye kadar önde getirmesine rağmen fotofinişte kaybetti ve ikinci kaldı. Aslında buraya kadar bile bir başarı öyküsüydü ama bundan sonrası farklı bir hikâyeye dönüştü çünkü atın ilgilileri, kariyerinde en uzun 1600m mesafede koşmuş Dragon Flame’i, başka bir koşu koşmadan direkt 2400 metrelik Gazi Koşusu’na koşacaklarını açıkladılar. İşte bu ezber bozmaktı…
Nitekim Gazi Koşusu öncesinde safkan, Erkek Tay Deneme’de çok iyi bir performans göstermesine rağmen favori gösterilmiyordu çünkü geleneksel bir yol izlememişti ve birçokları tarafından dezavantajlı görülüyordu ama öyle olmadı, risk alanlar kazandı. Gelenekten edindikleri tecrübeleri geliştirerek, geleceğe taşıyan Bekiroğulları ailesi çok büyük bir başarıya imza atarak Gazi Koşusu’nu kazandılar. Antrenör Baba İbrahim Bekiroğulları ve oğlu antrenör ve aynı zamanda atın ortaklarından olan Engin Bekiroğulları aldıkları yaptıkları şeyin doğru olduğunu önce kendilerine sonra da izleyenlerine kanıtlamış oldular.
Gazi Koşusu’nu mutlaka izlemiş olduğunuzu varsayarak bir kez daha anlatmayacağım ama Akın Sözen yarış içerisinde herhalde atını elle koysa, bu yarışta gittiği yerlere koyardı! Hiç yıpranmadan, sanki tüm atlar onun için koşuyormuşçasına bir tempoyla düzlüğe çıkıp, hiç de zorlamadan ve de zorlanmadan Gazi Koşusu’nu kazandılar. Atın sahiplerinden Emrah Agun, Bekiroğulları ailesi, seyisi başta olmak üzere emeği geçen herkesi bir kez daha tebrik edelim. Erkek Tay Deneme için buraya kadar başarı öyküsü demiştik ama şampiyonların öyküsü uzun sürüyor. Gazi Koşusu’nu kazandığında da hikâye bitebilirdi ama bitmedi.
Rakipleri bu koşu sonrası farklı yollar izlese de Dragon Flame biraz daha dinlenip Topkapı Koşusu’na gitti. Bu senenin en iyi iki atı olarak birlikte gösterildiği Son Of Cooger (Cooger-Şahizer/Lion Heart) ile Gazi Sonrası bir kez daha karşılaşacaklardı. Son of Cooger daha önce ben neden çim koşmadım dercesine Gazi sonrası araya 2 Grup 1 galibiyeti sığdırarak Topkapı Koşusu’nda rakibinin karşısına çok formda geldi. Bir tarafta Gazi sonrası ara veren Dragon Flame diğer tarafta rövanşı almak için sabırsızlanan Son Of Cooger yarışı merakla bekleniyordu.
O kadar yağmur yağdı ki çim pistin ölçüm değeri 6 Çok Ağır olarak duyuruldu. Kum performansı zaten dillere destan olan Son Of Cooger pistin de lehine dönmesiyle çok kolay bir yarış kazandı. Yarış içerisinde hiç atını zorlamayan Akın Sözen de ara sonrası tekrar 1600m koşan Dragon Flame’le gezinti yaparcasına ikinciliği aldı. Son Of Cooger rövanşı almıştı ve uzunda tekrar bir araya gelmeleri bekleniyordu ama o 1000m Sürat Koşusunu seçti ve zor da olsa kazanmayı başardı. Dragon Flame ise Hikâyeye devam ediyordu.
Bir sonraki koşusunda tekrar 2400m Çim piste çıkan Dragon Flame TJK Koşusu’nu hiç zorlanmadan 5 boy farkla kazanıp forma geldiğini gösterdi. Şimdi geriye tek hedef kalıyordu, Cumhurbaşkanlığı Koşusu. Kazanmasına rağmen bir türlü favori çıkmayan Dragon Flame bu sefer favoriydi. Her yarışta arka planda kalan safkan bu sefer ana karakter olmuştu. Geç başladığı kariyerine az ama öz koşarak, önemli provalardan başarıyla çıkıp bazılarını da pas geçerek çok büyük başarılara imza atmıştı. Hikâyenin ilk iki bölümünü başarıyla bitirmişti şimdi artık iş hikâyeden çıkmış, tarih yazmaya doğru gidiyordu.
Cumhurbaşkanlığı Koşusu Dragon Flame hakkında soru işareti olanların tüm sorularına cevap verecek bir koşuydu ve o, beklentileri karşılıksız, soruları cevapsız bırakmadı. Son 400’de yedinci, son 200’de dördüncü olan safkan adeta kanatlanarak koşuyu rakiplerinin ve seyircilerin önünde kazanarak tamamladı. Artık o hikayesi olan, ezber bozan, aynı sene hem Gazi hem de Cumhurbaşkanlığı koşularını kazanan gerçek bir şampiyondu…
BİRÇOK SAFKAN DA SENEYİ BAŞARIYLA TAMAMLADILAR
Bu sene yeni formatımızda yarış sonuçlarını düz yazıyla yazmıyoruz çünkü zaten önemli yarışların her detayı titizlikle izleniyor, bir de burada yazmak bazen okunmadan geçilmesine sebep olabiliyor. Bunun yerine, yukarıda okuduğunuz üzere daha genel değerlendirmelerde bulunuyoruz. 2024 yılında hem İngiliz hem de Arap atları içerisinde bu seneyi çok başarılı tamamlayan diğer safkanların performanslarını da önümüzdeki sayılarda değerlendireceğiz.
Bu seneyi düşününce, ilk anda bile akla en az 10 safkan geliyor. Hepsi ayrı kalemlerden çıkmış, apayrı hikayeleri olan safkanlar. Onlar yazmaya biz okumaya doyamayacağız ve at yarışları yüzlerce yıl daha hikayeler eşliğinde devam edip gidecek. Bir yerlerde, bu hikayeleri merak edenlerden biri belki bu dergiyi bulacak ve gülümseyerek bu satırları okuyacak. Gelenekten gelen atçılık kültürü ve okuma kültürü birleşince ortaya nice hikayeler çıkacaktır ya yazanlardan ya da okuyanlardan olma dileğiyle…
Bu yazıyı dergide okumak için tıklayınız.
Mehmet Yusuf Marangoz