İSTANBUL YARIŞ FESTİVALİ 2025
İstanbul Yarış Festivali

ULUSLARARASI KATILIMIN TARİHSEL SÜRECİ
Türkiye’de 1990’lı yıllarla birlikte başlayan hızlı değişim rüzgârından Türk atçılığı da nasibini almıştı. Yurt dışına açılım sürecinde, at yarışlarında da uluslararası yarışçılığa entegrasyon için adımlar atılmaya başlandı. Uluslararası ön adıyla koşulan ilk yarış 1990 yılındaki Boğaziçi Koşusu oldu, fakat yurtdışından bir katılım olmadı. 1991 yılında ise Topkapı Koşusu da uluslararası statüde koşulunca bu iki koşuya yurtdışından safkanlar geldi ve yarışı da onlar kazandı. Böylece Türk atçılığı için yeni bir çağ açılmış oldu, İstanbul Yarış Festivali…
YENİ ULUSLARARASI YARIŞLAR
Bu yarışlardan sonra 1998 yılında Arap atlarına ait Malazgirt Koşusu da uluslararası statüde Grup 1 olarak koşulmaya başlandı. İstanbul Koşusu ise ilk olarak 2004 yılında uluslararası statüde koşuldu. Bunu 2005 yılında Kraliçe Elizabeth, 2007’de IFAHR Koşusu ve 2008’de Anadolu Koşusu takip etti.
PART 1 STATÜSÜNE GEÇİŞ
Topkapı ve Boğaziçi Koşuları, 2003 yılından beri uluslararası geçerliliği olan Black-Type yarışı olarak koşuluyorlar ve bu koşular 2009 yılından beri de Part 1 ülkelerindeki yarış statüsüne sahip. Türkiye’de yüzlerce Grup yarış olsa da uluslararası alanda sadece bu iki yarış Part 1 kataloğunda yer alıyor. Bu yarışların listeye girdikleri 2009 yılındaki ikramiyeleri, o dönem için Avrupa’daki ekürilerin gözlerini kamaştırıyordu. Uluslararası Boğaziçi Koşusu’nun birincilik ikramiyesi 400.000 $ iken, Uluslararası Topkapı Koşusu’nun ise 500.000 $’dı.
2010 yılında ikramiyeler biraz daha düşürüldü ve 2017 yılına kadar Uluslararası Boğaziçi Koşusu’nu kazanan safkan 180.000 € alırken, Uluslararası Topkapı Koşusu galibi ise 270.000 € alıyordu. Bu rakamlar o dönem için birçok atın ülkemizi ziyaret etmesi için yeterliydi.
RUAM VAKASI VE ULUSLARARASI STATÜNÜN KAYBI
2017 yılının ardından Adalar’daki atlarda tespit edilen Ruam vakası nedeniyle Türkiye’ye yurtdışından at girişi ve çıkışı yasaklandı. Bu yasak 28 Eylül 2018 yılında son bulunca, 2018 yılındaki tüm uluslararası yarışlarımızın bu statüleri o yıla özel kaldırılarak tamamı normal yarışlar olarak koşuldu.
2019 yılında ise ülke ekonomisi göz önünde bulundurularak yarış ikramiyeleri iyice azaltıldı ve katılım olmadı. 2020 ve 2021 pandemi süreciyle geçti ve yine yurtdışından bir katılım olmadı. 2022 yılında Macaristan’da koşu hayatlarını sürdüren Maxim ve Ocasio Cortez isimli safkanlar geldiler ama tabela içerisinde kendilerine yer bulamadılar. Bu safkanları saymasak da olur çünkü her sene 30’un üzerinde yabancı safkanın katıldığı Uluslararası İstanbul Yarış Festivali için 2 atın hiç de önemi yoktu.
2025’TE YENİDEN İLGİ
Bu sene ise özellikle Malazgirt Koşusu’nun sponsor desteğiyle ikramiyesi artırılınca, yurtdışından ilgi gördü. Buna ek olarak, her ne kadar zaman içerisinde statüleri G2 seviyesinden G3 seviyesine düşürülmüş olsa da Part 1 statüde koşulan Uluslararası Topkapı ve Boğaziçi Koşularının birincilik ikramiyeleri de sırasıyla yaklaşık 125.000 € ve 100.000 € olunca uzun aradan sonra 5 safkanı ülkemizde seyretme şansını yakalıyoruz.
ULUSLARARASI TOPKAPI KOŞUSU’NUN TARİHİ
Uluslararası Topkapı Koşusu’nu ilk yılı olan 1991 senesinde Lucky Guest isimli safkan, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi jokeylerinden biri olan Lester Piggott idaresinde kazanmıştı. 1993 yılında ise ilk kez bir Türk safkan, Mümin Çılgın’ın bindiği Southern Dancer bu koşuyu kazanırken, hâlâ koşmakta olan Lester Piggott idaresindeki Lucky Guest ikincilikte kalmıştı. 1994 ve 1995 yıllarında sadece Türk atlarının katıldığı yarışları sırasıyla Lyra ve Johny Guitar kazanmıştı.
Karşılıklı galibiyetlerle geçilen yıllar sonrası, 2006 yılında Ribella ve 2007 yılındaki Sabırlı’nın galibiyetleri Türk atçılığı için en parlak yıllardan bazılarıydı. 2008 sonrası ikramiyelerin de yükselmesiyle başlayan süreçte yurtdışından çok kaliteli safkanlar ülkemize gelmeye başlayınca, sadece Türk atlarının katıldığı 2018 yılına kadar tüm Uluslararası Topkapı Koşuları yabancılar tarafından kazanıldı.
BU YILIN YABANCI SAFKANLARI
Bugün ise bu koşuya yurtdışından üç safkan geldi. Bunlardan ilki Austral (by Zelzal), henüz Listed ya da Grup statüsünde bir yarış kazanma başarısı gösteremedi. Fransa, Katar ve Suudi Arabistan’da yarış kazanma başarısı gösteren safkan, son yarışını 2 Ağustos tarihinde Fransa’nın Clairefontaine Hipodromu’nda koştu. 10 safkanın katıldığı 1800 metrelik çim pistteki Listed yarışı Austral, kazanan First Look’un (by Lope De Vega) yaklaşık 3.5 boy gerisinde üçüncü olarak tamamladı. Türk atçılığının orta mesafedeki en iyi atlarının katılacağı bu koşuda eğer Austral kazanırsa kariyerindeki ilk Grup galibiyetine ulaşmış olacak.
Uluslararası Topkapı Koşusu’na katılacak bir diğer safkan ise Supercooled (by Lope De Vega). 4 yaşındaki safkan geçen sene Fransa’da Listed ve Grup yarışlarda start alsa da bu koşularda galibiyet alamadı. En iyi performansını ParisLongchamp Hipodromu’nda katıldığı 2000 metre çim pistte düzenlenen Grup 3 yarışta, Ombudsman (by Night Of Thunder) gibi şampiyon bir atın bir boy gerisinde üçüncü olarak gerçekleştirdi. Sonrasında kariyerine Katar’da devam eden safkan, normal statüde iki koşu kazandıktan sonra katıldığı Grup 3 koşuyu altıncı olarak tamamladı. Son koşusunu 13 Mart’ta Katar’ın Al Uqda Hipodromu’nda koşan Supercooled, o yarışı da 13. sırada bitirmişti. Henüz Grup koşu galibiyeti olmayan safkan, şansını İstanbul’da deneyecek.
Bu koşuya yurtdışından gelen son tay ise 3 yaşındaki Ciaran (by Van Beethoven). Bu tayın da henüz Grup koşu galibiyeti yok ama diğerlerine göre yükselen bir grafiğe sahip. G2 Almanya Erkek Tay Deneme Koşusu’nda ikinci olduktan sonra, Milano’da katıldığı G3 bir koşuyu da ikincilikle tamamladı. Son yarışını 10 Ağustos’ta 1600 metrelik G3 bir yarışta koşan Ciaran, Fransa’nın Deauville Hipodromu’nda sahne aldı ve kazanan Sahlan’ın (by Wootton Bassett) 1.5 boy gerisinde ikinci olarak bitirdi. Her geçen gün formunu artıran safkanın İstanbul’da göstereceği performans, Türk atlarının yurtdışında gösterebileceği seviye için kıstas olarak kabul edilebilir.
TÜRK SAFKANLARI: BURGAS VE DİĞERLERİ
Uluslararası Topkapı Koşusu için bizim atlarımızdan Burgas (by King David) çok öne çıkıyor. Gazi Koşusu dâhil 10 kez Grup 1 yarış kazanma başarısı gösteren 7 yaşındaki şampiyon atımız, bu sene katıldığı iki koşuyu da kazanma başarısı gösterdi. Daha önce uluslararası arenada Dubai’de koşan Burgas orada bekleneni veremese de Türk atçılığının son yıllarda yetiştirdiği en iyi safkanlardan biri olduğunu birçok kez ispatladı. Son katıldığı G1 Haliç Koşusu’nda 1600 metreyi 1.34.87 ile kazanan safkan, son düzlükte çok rahat bir görüntü sergilemişti. Bu koşuya da şüphesiz milli kahraman gibi çıkacaktır.
Burgas’ın kazandığı yarışta anormal bir tempo kurmasına rağmen son metrelere kadar direnip Burgas’ın 3 boy gerisinde üçüncü olan Patrick Star (by Marcavelly), eğer o tempolara çıkmazsa ilginç bir sonuç alabilir. Aynı koşunun ikincisi The King Siayer (by Producer) ise hayatının en iyi döneminde gözüküyor.
BOĞAZİÇİ KOŞUSU VE SIMCA MILLE
Yurtdışından gelen bir diğer İngiliz safkan, Uluslararası UAE Boğaziçi Koşusu’nda start alacak olan Simca Mille (by Tamayuz). Bu safkan, diğer yabancı atlardan farklı olarak Grup 1 galibi apoletiyle geliyor. Ayrıca birçok kez Grup 2 ve Grup 3 galibiyetleri de elde etti.
Kariyerinin en iyi dönemini 2023 yılında yaşayan safkan, o sene katıldığı 5 koşunun üçünü kazandı; bu koşuların biri Grup 1, diğer ikisi ise Grup 2 statüsündeydi. Kaybettiği yarışlardan birinde ise Grup 1’de ikinci oldu. 2024 yılında Katar’a giden safkan, Körfez’de katıldığı 6 yarışta sadece birini, o da normal statüdeki bir yarışı kazanabildi. Bu sene tekrar Fransa’ya dönen 6 yaşındaki Simca Mille, katıldığı 4 yarışından biri Listed olmak üzere üçünü kazanıp, 9 Ağustos’taki son yarışında ise Grup 3 mücadelede Marquisat’ın (by Zarak) boyun farkla gerisinde ikinci kaldı. Buraya formda gelen bu safkanın yarışa ağırlığını koyması bekleniyor.
Türk atları içerisinde ise kuşkusuz bu mesafenin en iyi safkanlarından biri Borrego (by My Dear Son). Önde gitmeyi seven atların olduğu bu koşuda tempo yüksek olursa Borrego’dan iyi bir performans gelebilir. Aksi halde önde boş kalması halinde Al Tan (by Luxor), G1 Avrasya Koşusu’nda yaptığını tekrarlayarak kazanabilir. O koşuyu burun farkıyla kaybeden Ride The Lightning (by Torok) de geçen seneden beri koruduğu formuyla Al Tan’dan rövanşı alabilir. Son koşusunda kaçarak sürpriz yapan Tor Gold (by Torok) da önde gitmeyi tercih ederse, son metrelerde Simca Mille ile Borrego bizlere 1996 yılına ait bir dejavu yaşatabilirler. Bold Pilot x Galtee…
MALAZGİRT KOŞUSU VE ARAP ATLARI
Yurtdışından katılımın olduğu bir diğer koşu ise Arap atlarına ait Uluslararası UAE President Cup Series Malazgirt Koşusu olacak. Bir zamanlar dünyanın en yüksek ikramiyeli Arap atı yarışı olan bu koşu, 2019 yılında G1 statüden G3 seviyesine çekilmişti. Türkiye’deki Arap atçılığının içinde bulunduğu durumu çok net gösteren bu statü değişikliği için fazla söz söylemeye gerek yok; zira mevcut durum yazıyla anlatılamayacak kadar karmaşık.
Bugüne gelirsek, toplam 250.000 $ olan sponsorluk primi bu yarışı eski yıllardaki havasına sokabilirdi ama ikramiyenin geç açıklanması katılımı azaltmış olabilir. Gerçi çok atın gelmesini isteyenlerden daha çok gelmemesini isteyenler olunca, bu durum pozitif mi negatif mi tartışılır. Bence daha çok at gelmeli.
RB Mary Lylah (by Al Mourtajez) yarış hayatına Amerika’da başlayıp kısa mesafeli kum yarışlarında 10’da 8 yaparak Katar’a transfer oldu. Katar’da katıldığı ilk 2 çim pist yarışını, hem de 1750 ve 2100 metre mesafede kazanmayı başardı. Sonrasında erkek rakipleriyle katıldığı iki Grup 1 yarışta beklentilerin altında kalırken, 11 Ağustos’ta bu sefer Fransa’ya dönüp dişilere ait 2000 metre çim pistte katıldığı mücadelede ilk Grup 1 galibiyetini aldı. Kısa ve uzun, kum ve çim pistte galibiyetler elde eden safkan için 1600 metre çim pist yarışı bulmak çok zor olduğu için Malazgirt Koşusu ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor. Grup 1 kazandıktan sonra buraya gelen kısrağın Türk Arap atları arasında nasıl bir performans göstereceği merak konusu. Bu safkanı geçebilen herhangi bir Türk Arap atı, yurtdışında da rahatlıkla koşabilir. Aklımıza Turbo x General kapışması gelse de ne bizde Turbo gibi bir at var ne de bu at bir General…
Temsilcilerimize gelirsek, şüphesiz geçen senenin kazananı Berkenin Kızı (by Kaizbert) bu pist ve mesafenin başarılı kısrağı. Sprinter yapısıyla, hızlı gideceği neredeyse kesin olan bu yarışta son metrelerde bizi sevindirebilir. Eğer bu kısrağı geçerse, uluslararası arenada büyük bir sükse yaratır. Kaizbert temsilcileri kendilerini burada ispat ettiler; belki de yurtdışına açılmak için önemli bir fırsat doğurabilir. Katı Zamanı da bunlardan biri. Katıldığı 23 koşunun 20’sini kazanan safkanın ilgilileri yurtdışı hayali kuruyorlardı. Bu koşunun sonucu önemli bir gösterge olacaktır.
Türkiye’den 11 temsilcinin katılacağı yarışta, yurtdışından gelen tek kısrak RB Mary Lylah kazansa da kaybetse de bizlere çok değerli bir deneyim sunacak.
FESTİVALİN GENEL TABLOSU VE BEKLENTİLER
Yurtdışından temsilcilerin geldiği bu üç koşuya ek olarak İstanbul Yarış Festivali içerisinde dört tane daha uluslararası yarış bulunuyor. İkramiyeler ve statüleri dolayısıyla ilgi görmeyen bu koşularda Türkiye’nin önemli safkanlarını izleyeceğiz. Ayrıca Yasal Bayilerin sponsor oldukları koşular ve TJK’nın karşılıklı iş birliği içerisinde olduğu uluslararası kurumların adlarına koşulan yarışları izlemek için 6-7 Eylül tarihlerinde mutlaka hipodroma gelinmeli.
2017 yılındaki ikramiyelere dönmemiz şu an için mümkün görünmese de uluslararası seviyede bir organizasyon yapabilmek adına bu sene güzel bir geri dönüş oldu diyebiliriz. Yurtdışından katılımla ilginin artacağını varsayarsak seneye daha fazla atın buraya gelmesi kaçınılmaz. Umarım sponsorluk konusunda agresif bir tavır sergilenir ve önümüzdeki yıl için yeni sponsorlar bulunur. Bu sayede hem tanıtım hem de ikramiyeye dayalı olarak ilgi de artacaktır.
Neyse, bu konuya yarışlardan sonra gireriz. Şimdi bu senenin tadını çıkartalım. Umarım önceki yıllarda olduğu gibi üç koşuyu da yabancı safkanlar kazanmaz; yoksa Türk atçılığı için sekiz yıldır yeşerttiğimiz umutlarımız bir günde solacaktır.
Dergide okumak için tıkla…
Mehmet Yusuf Marangoz